kabus değil. gerçek.
kıyamet değil. görünmez, bilinmez güçler, tanrılar yapmadı. insanı umursamayan,
insandan haberi dahi olmayan yer kabuğu oynadı. o kadar. insanlar insanları
öldürdü. binlerce insan öldü. yine. göz göre göre. bile bile. aptallık, cahillik,
küstahlık...
tanrı
karışmadı.
allah yardımcınız
olsun dediklerim, çaresizlikten, söyleyecek sözüm olmadığından, üzgünüm ama
olmayacak! neden bilmiyorum, karışmıyor. insanların birbirlerine, kendilerine
ettikleri neyse de çocuklar ölürken, çocuklar acı çekerken... merak ediyorum ve
tek soru hakkım olursa o gün, soracağım neden? neden izin verdin? benim aklım,
benim vicdanım almıyor. peki ya sen tanrı olmasan, çocukların ölmesine
izin veren bir tanrıya inanır mıydın?
devlet de yardım
etmeyecek. devlete rağmen yaşamaya çalışacak insanlar. o mel gibson
filmlerindeki gibi elindeki avucundakini alan, yetmeyince köyünü yakan,
erkeklerini kılıçtan geçiren, kadınına, çocuğuna tecavüz eden parlak zırhlı
atlılar ve onların hizmet ettiği yaşlı, çirkin krallar bugün de devlet
dediğin. değişmiyor.
sıcak bir evdeyim
diye, iki lokma yedim diye böğüre böğüre ağlatan, hatta uyumaktan utandıran
hayata da sebep olanlara da lanet olsun...
varsa bi kıyametin;
gönder kopsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder