23 Aralık 2020 Çarşamba

dalın gönlü var mı?


dalını kırdığın ağaca, canına kıydığın dallara sordun mu? ayrılmak, kopmak isterler mi? her biri bir başına kök salmayı, dal iken ağaç olmayı, kendi dalları sürsün, büyüsün, bir de onları taşımayı,. dilerler mi? hadi biri sürgün verdi, kuruyanların günahı neydi. ağacın yerine karar vermen, dalın ömrüne kastetmen, sevgiden mi küstahlığından mı bi düşün istersen. şimdi ne kıymeti var aylarca-yıllarca beklesen, gözlesen, sabretsen, suyunu, sevgini versen, günü gelince toprağa diksen,..

ne kıymeti var? sen en başta;

dala sordun mu??



20 Kasım 2020 Cuma

beceremedim

 çok uğraştım, çok denedim, 20 yıl önce gibi değilim demek için sana, 7yıl önce yine bi kasımda olduğum gibi değilim artık bi başkasına ya da daha geçenlerde hani benzer bi ben yine küçüğüm öyle delirmiştim,.. de….

değiştim diyemiyorum hala. niye böyleyim bilmiyorum da bu beni ben hiç sevmiyorum. gerçekten uğraşıyorum o benle, o hiç sevmediğim o halimle… ve hiç kimse artık, ve ben de, hiçbiriniz kadar kısa bi süre bile sevmiyor artık beni? üstelik başka hiçbir şey aramamıştım ben, başka hiçbir şeyin peşinden koşmamıştım, başka hiçbir şey dilememiştim sevilmekten başka.. 

şimdi ben kendimi bile sevebilemiyorum…

4 Kasım 2020 Çarşamba

biriktiremiyorum.

aklımdan olmaktan hiç korkmadım. hatta çok diledim çoğu zaman. aklımı tutamadığım oldu kafatasımda, uçtu, uçtum. akıl çok büyüktü küçük mutluluklar, hazlar almak için, bozdurdum. galiba sonunda bozdum. çok oynadım, çok kurcaladım belki de? hem tam da bana en gerektiği anda. akla köle olmadan, us”lu olmayı reddedip ama aklı en görkemli şekilde kullanmak, yoğurmak, oymak, biçmek için o kadar beklemişken, hazırlanmışken…

şimdi tutamıyorum anları, olanları, insanları aklımda. belki yazdım da bunları daha önce? hatırlamıyorum.. okuduklarım, en çok tadına varacağım zaman şimdi oysa, kalmıyor belleğimde. belleyemiyorum! en çok da buna üzülüyorum. okuduklarımı unutmama, okuyacaklarımla sarılamamaya. biliyorum tek şansım, tek hakkım var yaşamak için ve binlerce hayat-dünya-âlem biriktirmenin “cheat”i var elimde ama kullanamıyorum. berbat!! her güne level1 den tekrar başlamak? böyle kaç kere tekrar edebilirim ki aynı günü? sıkılıp bırakmak gibi bir şansım/hakkım da yok üstelik.

aynı level a dönmek için uyanmak ertesi güne? saçma!!

uyuyamıyorum….

26 Ekim 2020 Pazartesi

uyusam. mı?

uyumayı hatırlamıyorum ben. ben hatırlamadığım kadar uzun zamandır uyumadım hiç. yorgunluktan bayılmalar ve sızmalar uyumaktan sayılmaz. ya da hayal mi gerçek mi bilemediğim birkaç gece, bir kadına sarılıp gözlerimi gülümseyerek kapattığım. nasıl güzeldir kim bilir. ? ben bilmiyorum. hatırlamıyorum.. öyle huzurlu bir uykuya dalmak isterdim. aklımdan olmazdım belki o zaman, aklım lazımdı bana, ben aklımdan fazla, aklımdan başka ne idim ki zaten. şimdi akılsız, şimdi uykusuz, şimdi yorgun, şimdi yaşlı.. yaşanmamış bi hayatın yaşlısı olmak kadar boktan bi şey olabilir mi?  şimdi bambaşka şarkılar çalıyor, karışık arka arkaya fonda ama “ne olur böyle ölme!”  diyor bi ses bağıra bağıra , hem de hiç olmadık bi yerde olmadık bi zaman. kime diyor? bilmiyorum. üstüme alıyorum, alınıyorum.. ölmemeye çalışıyorum, uyumamaya.. hiç uyumazsam hiç ölmez miyim sahi? belki hiç ölmezsem bi gün bulur muyum beni, o benin ne istediğini, huzura ersin diye anlar mıyım huzursuzluğunu, huysuzluğunu, çözer miyim o benin huylarını, hudutlarını, haydutlarını, haylazlıklarını, yaramazlıklarını. öper, sever miyim o benin yaralarını; hangi yardan kaldıysa.? çünkü kimse sevmez kimsenin yaralarını, kendisi bile kendinin.. kendi dizime uzanır mıyım, kendime sıkıca sarılıp sarar mıyım kucağımda, çünkü kimse sarılmaz yaralılara. okşar mıyım saçlarımı, uyuyabileyim diye? annemin saçlarını okşayarak, tarayarak uyuyakalırdım küçükken, annem gibi güzeldi uzun zaman, uzun saçlarım, şimdi onlar da azalıyorlar., sahi kessem mi saçlarımı? kessem mi artık saçmalamaları..

 

uyusam mı? daha da hiç uyanmamak üzere...

12 Eylül 2020 Cumartesi

use it

ben kendime hatırlatma olsun diye koymuştum aslında buraya. bi de haus süper karakter. gerçek karakterlerle geçinemiyorum ben böyle fikşın adamlarla aram iyi 8-10 senedir. kullanmıyorum ben, nasıl olsa yakışıklıyım diye hiç ihtiyaç duymadım kırk yıldır. ama bak bunu beğenenler hep kullandıklarını, çok iyi kullandıklarını ve başka hiç kimsenin kullanmadığını düşünüyor.. :) herkes zeki, herkes akıllı(uslu demek olduğunu bilmeden) herkes cinyıs herkes bi bişeyler. instagram hesabından layk alma peşindeki tip bile öyle düşünüyor. öyle başarılı bir enstantane, ya da kendinin iyi göründüğü bir fotoğraf da değil ha, hatta azcık kamerayı yukarıdan tutayım da memelerim güzel görünsün bile değil bahsettiğim baya baya götünün fotoğrafını paylaşan çokk fazla adam ve kadın da herkesin aptal olduğunu düşünüyor, o cin, o zeki, o duygusal(ne demekse?) o hep aldatılmış, herkes ona kötülük etmiş, o hiç o aslaa,.  no nooo…

oysa akıllı insan akıllıyım, zeki insan zekiyim, güçlü kadın güçlüyüm demez. deliler de ben deliyim demez mesela. hani pijamalarıyla çay demleyip deliler topplandııığk diyenler gibi değil öyle olmaz yani. (ve çok eminim kimse buraya kadar okumayacak zaten ama okuyan da oha herif yakşıklıyım demişti, akıllılar akıllıyım, zekiler zekiyim, güçlüler güçlüyüm, deliler deliyim demez diyorsa yakışıklıyım derken kinâye yapmış demek ki” demeyecek) velhâsıl kullanmak gerek. çatal, bıçak, kalem, araba, vinç uzay mekiğisi vs kullanmak için de önce öğrenmek gerek tabi. kimse öğrenmek istemiyor. hoppp böyle!? bende var!  yok öyyle!!!! öğrenmek niyet, öğrenmek emek, öğrenmek zaman, ısrar, sabır, azim….. istiyor da istiyor..  ama yine de vardır yani öylesi.



 

24 Ağustos 2020 Pazartesi

bazen yol..

bazen bilmeden talip olduğun bir yolda bulursun kendini. yolcuların arasına karışırsın. yolcular gelir, yolcular gider, sen hâlâ yoldasın. bazen bilmeden yolda kalırsın. bazen bilmeden yola karışırsın. yolcular bilmez sen yol olursun… 


27 Temmuz 2020 Pazartesi

s/b


yalnız bi herifim, çok fazla zaman harcıyorum instagramda. bir kaç gündür siyah beyaz fotoğraflarına bakıyorum arkadaşlarımın. bazıları 20 yıldır görmediğim, kimi eski sevgilim, bazıları gencecik, kızlarım gibi sevdiğim.
işi, gücü, eğitimi, kariyeri, geliri, gezdiği, gördüğü, yediği, içtiği, ailesi, sevdiği, sevindiği, kocası, bebesi,. fark etmeksizin bu yüzlerce kadın yarın öldürülüp, siyah beyaz bir fotoğrafla anılmaktan korkuyor. ve buna itiraz ediyor!
iç organlarım görülmeyen bir tırmıkla parçalanır gibi oluyor her birini gördüğümde, bu yüzlerce siyah beyaz fotoğrafın. sadece saniyenin onda biri süre bu fotoğrafı instagramda, twitterda, bir tabutun üzerinde ya da yakamda iğnelenmiş düşündükçe.. benim değil sarılmaya, bakmaya doyamadığım, bakmaya kıyamadığım kadınlar...
…/…
bu arada çok satırlar yazdım yazdım sildim..

söyleyecek çok şey var, tartışılacak, düşünülecek ama anlamı yok kimse için. çünkü denedim defalarca; düşünce, bilgi, mantık, tartışma zemini değil burası, dahası yok öyle bir kaygı hiç kimsede. sorgusuz tekrarlar, içi boş sloganlar, kıymetsiz klişeler yetiyor herkese.. en anlaşılır, en naif haliyle söyleyeyim sadece; ne olur ölmeyin sevdiğim kadınlar..
ve tekrar , tam da bu pisliğin içine; İYİ Kİ DOĞMADIN KARAKIZIM..!


2 Haziran 2020 Salı

haziranda..


ekonomi dayanamayacak, iki buçuk ay sonra yavaştan sokağa çıkıyoruz, mesailere dönüyoruz. yolda biri gülümserse size bakıp, biraz da gözleri dolarak şaşırmayın. maskeden.. şimdi olduğu gibi 7 yıl önce de bi şe yaramıyordu. gözlerimiz çok yanıyordu.. takıyorduk yine de. sütle dolaşan tipler oluyordu sokakta. alıyordu acısını biraz.  o zaman maske taşımak yasaklanmıştı. aman polis üzerinde bulmasındı. şimdi polis zoru ile maske takıyoruz sokaklarda…?
çocuklar öldü.. unuttuk gözlerimizin yanmasını, üzerine süt dökülmüyordu yanan yüreklerin ve sütten kesilse de yürekten kesilmiyordu evlât dediğin. hiçbir ana-baba evlâdını gömmemeliydi! dövülmüş, sakatlanmış görmemeliydi. biz ne kadar unutmadık desek de hala yanıyor bazı evler 7 yıldır, cayır cayır.. kaç haziran geçti kurulduğundan beri bu ülkede, bu ülkede yaşamak da zor ölmek de…

31 Mayıs 2020 Pazar


binlerce şiirden akın akın, her dilden, dinden, renkten sayız hüzün, toplaştılar geceme ansızın. yakıp yıkıp sabaha kadar, darmadağın edip, sesizce dağıldılar.. hala yanıyor meydanları aklımın başkentinin...

8 Mayıs 2020 Cuma

gün doğarken, güneş batarken


herkesin sevdiği, peşinde koştuğu,
gün gibi gündüz gibisin sen,
çoğunun korktuğu, herkesin uyuduğu, 
seslerin sustuğu geceyim ben,
boşverip, vazgeçip, kaçıp gelir misin karanlığıma?
gelmen ne güzel, bilirim de kalmayacaksın ama!
geldiğinde sarılırız, bir de giderken,
yatağımız olur gökyüzü, biz sevişirken,
terimize çiğ, şebnem,
gözyaşımıza yağmur,
çığlıklarımıza gök gürültüsü,
yanmalarımıza şimşek,
alevlerimize tan derler, şafak derler..
mor, kızıl, turuncunun  raksını izleyenler,
o kısacık an gökyüzünü yaktığımızı bilmezler, 

09.05.2020 kosova, konya.

2 Mayıs 2020 Cumartesi


sıvasız evler gibiyim, derme çatma kapımdan geçmeyi bırak, kimse bakmak bile istemiyor, başını öne eğip, adımları hızlanıp, geçip gidiyor, yolu düşen, yolu şaşanlar..


29 Nisan 2020 Çarşamba

bakakalıyorum


yirmi beş yılı geçti sanırım izliyorum, bakıyorum uzun uzun yansımama, yanılsamalarıma.. aynada ve hiç akla gelmeyecek hatta yansıtıcı olduğunu kendinin ve kimsenin bilmediği şeylerde, kişilerde, yerlerde. daha da aha diyeceğim bir şey göremedim. gördüklerimden de memnun kalmadım. ve nasıl geçtiğini anlamadığım bu kadar uzun zaman sonra şimdi bu yaşlı, yorgun adam kim, derdi ne, ne diyor, ne istiyor..? poz moz değil gerçekten sabaha kadar böyle kendimle göz göze idim, kaç sabahlardır başka başka içime içime bakmalardan başka gerçekten dümdüz kendimi izledim bu sefer. beni en az tanıyanınız kadar dahi tanıdık değil şu adam bana..

22 Nisan 2020 Çarşamba

aptal


aptal insan!
hâlâ  anlamıyorsun ne kadar küçüksün kocaman varlıkta. hâlâ ve inatla, tüm canlı ve cansız yaradılan herşeyin senin için olduğu yanılgısından kurtulamıyorsun. etken, egemen olduğunu zannetmen ne kadar zavallıca. yok onu yapmış da vay efendim bunun sonucuymuş.. “ doğa intikam alıyor..” muş muş. doğanın haberi yok, doğa işine bakıyor.
zerre umurunda mısın sanıyorsun?
22.04.2020 kosova, konya.


21 Nisan 2020 Salı

gel yine


geldi .
ne güzeldi?
gelişi, gülüşü, gidişi..
yine gelir mi bilmem de
gelirim dedi!
dedi ya, yeterdi…

22.04.2020 kosova, konya.






19 Nisan 2020 Pazar

akıl vs mekân 01


- hava ne tatlı!
balkona çıktık, seçtiği şarkıları açtık, birer sigara yaktık, göğe baktık.. birlikte

farklı şehirlerde…

19.04.2020 konya/ankara



3 Nisan 2020 Cuma

#bizbizeyeteriz


biz biz'e yeteriz
yetmeliyiz . . .
çünkü bizi yöneten yok, bizi gözeten,
bizi koruyan yok çünkü, bizi kollayan..
yeter!  yetti!  yetsin  ulan!
bizi bize bırakın da gidin artık başımızdan!!

03.04.2020 kosova, konya.

30 Mart 2020 Pazartesi


yoluna düştüğüm, 
yol yordam bilmiyor,  
peşinde koştuğum, 
dönüp ardına bakmıyor,
kapısında yattığım, 
aralayıp da yüzünü göstermiyor,
izini sürdüğüm,
izin vermiyor…
yoramadım yoruldumm,
koşamadım kovuldum,
göremedim gömüldüm,

delire bile medim?

28 Mart 2020 Cumartesi

8. günah


7 günah..
Superbia / pride /Kibir, kendini beğenmişlik
Avaritia / greed / Açgözlülük
Luxuria  / lust / Şehvet düşkünlüğü 
Invidia / envy /Kıskançlık, hasetlik 
Gula / gluttony / Oburluk 
Ira / wrath/ Öfke, yıkıcılık, gazap etmek
Acedia / sloth / Tembellik, miskinlik

Günah dememeli aslında, insan denen berbat canlının en temel özellikleri.. ve dünyayı dar etti, yaşanmaz, çekilmez bir eziyet haline getirdi bu iğrenç yaratık peşine düştükleri ile..
Bugün görüyoruz ki, dünyanın sonu, hiç anılmayan, sayılmayan o en büyük günah ile, “beyinsizlik” sebebi ile gelecek belli ki…


23 Mart 2020 Pazartesi


sarp yarlardan düştüm, yâr itivermiş. yaralarıma şimdi merhemler yarışır. yaramaz hiç biri, yâr yarasına tek rakı yaraşır!

23.06.2020 kosova, konya
Bi tekten çok fazla sonra..


ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki*

?

küçücük


o kadar küçük olsan, küçücük aklıma sığsan..
küçüğüm


ucu bucağı görünmeyen bir yola düştüm. düşe kalka yoruldum. ne oldu bilmem, nasıl oldu ama durdum. meğer; herkes yürürken, bilmedikleri yerlere koşarken, ben oturmuş seni beklemişim senin geleceğini bile bilmeden. o kadar çok beklemişim ki, son gençliğime doğru şimdi hem yolların yılların yorgunluğu, sen gelince fırlayıp kalkamadım yerimden, öyle tutulmuş uyuşmuş bacaklarım, yürümeye yürümeye yürümeyi unutmuşum, o kadar beklemişim.
yolu seyrettim, yolcuları, karışmamışım hiç aralarına, takılmamışım peşlerine, önümden geçenler takılmasın diye ne kadar sakınsam, takılanlar sendeleyenler olmuş, özür de diledim hepsinden. dönüp gitmişler, bazıları dönüp bakmadan, bazıları küfür kıyamet, bazıları tekme tokat.. önüme bozukluklar atan da olmuş, kısa süre gelip yanıma oturan da, oturduğum yerden kovan da... beklemişim...
sonra sen geldin...sağ yanımdasın; sağ yarım yokmuş sen gelmeden..
şimdi sen herkesin koştuğu bu yolun kenarında oturmak istemezsen, herkesin gittiği ve ama neye niye gittiğini bilmediği yerleri merak edersen? ben seninle her yere yürümek istemez miyim, sen beni ister misin? bilmem de ben sen yürüme taşıyayım sırtımda istemez miyim? ama korkuyorum küçük; o kadar çok beklemişim ki seni, oturduğum yerden kalkabilir miyim? bir daha yürüyebilir miyim?


hergünü sana anlatıyorum saniye saniye aynı anda gündüz düşleri hep sana dair, geceleri uykularım kaçıyor


iyi ki doğmadın kara kızım! 
kömür gözlüm.. 

ben bir ömür gözlüye seni karakızım gibi sevdim dedim; bilmem duysan, bilmem doğsan ne derdin?hiç kucağımda olmadın ya sen, bilmem bilemem becerebilir miydim?  şimdi hala yanarken onun bir kerecik başını yasladığı omzum..

22 Mart 2020 Pazar

hangi yâr?

yaradan neden büyük?

yara"dan özge,

yaradan"dan öte yâr mı var..?

korksunlar, korkutsunlar diler mi sanırsın?

sen kendinin sandığın can'ın yanarken

bilmez misin yârın yaraları kanar!

yaradandan başka hangi yâr,

bile isteye, böyle bir yükü sırtlar??

 

23.03.2020 kosova, konya.

ayrıca bkz. https://abdullahalkan.blogspot.com/2019/05/isini-dukkannda-paran-kasanda-cocuklarn.html

7 Mart 2020 Cumartesi

tohumlar saçıyorum!
belki nur topu gibi bir itirazımız olur!
kucağımıza alır,
sevgimizle,
ilgimizle,
bilgimizle besler
büyütürüz..

24 Şubat 2020 Pazartesi

sen gittin ya?..
şimdi dönmemenden değil,
seni sen yokken sevmekten
korkuyorum!

korkuyorum alışacağım,
sevdiğim hiç kimseye gitmemeye,
gelenlere de izin vermemeye
başlayacağım.
aslında her birini severken,
hiç birinin bilmemesinden
korkuyorum!

benim yüzümden,
senin gidişinden..

korkuyorum,

yalnız ölmekten

24.02.2020 kosova, konya.