27 Şubat 2017 Pazartesi

hâtıralayamıyorum...


hatırlayamadığımı hatırlamak çok canımı sıkıyor, unutmak için unuttuğumu; bozduruyorum aklımdan kalanları...

18 Şubat 2017 Cumartesi

gülüşü yarım, çık dışarı oynayalım...


akşam ezanı okundu, topunu aldı gitti.. annesi zaten pencereden çağırıp duruyor. gitme dedi çocuk, oynayalım azcık daha? Hı? birazcık daha oynasak? yok, kucakladı topunu yumuk elleriyle seke seke gitti. bakakaldı çocuk arkasından. dolu dolu gözleri, yürü git dedi.. eşek dedi deli,.. hiç yakıştı mı çocuk sana zaten anneler seninle oynamasınlar diye tembihlemişler, kimden duydun sen o ayıplı sözleri hem?, dolu dolu gözleri bağırmasa ağlayacak belli...
yerden yarım bi izmarit aldı, cebinden kav kibrit çıkardı, gözlerinden ateş çıkan çocuk, yok yok ağlamayacaktı.. bok dedi.. bokum gibiymiş topun da zaten, yürü git!
yakıştı mı çocuk sana, hem ne var onun topu, alır gider, oynadığın kadarına teşekkür ettin mi? kimse oynamazdı sokakta seninle, o korkmadan yanına gelmişti. şimdi topunu alsan elinden, olur mu o üzülür ki? yapmazsın di mi sen?
akşam ezanı okundu, topunu aldı gitti.. kırmızıydı eteği, pabucu, simsiyah saçları karmakarışık rüzgardan bi eliyle onları düzeltti hemen sarıldı geri topuna,
hadi sen de git evine çocuk hem hangi mahalledensin sen?
ahh..
ben ne bileyim çocuk?
evin olmadığını