9 Aralık 2018 Pazar


ve ben şimdi böyleyken. şimdi olduğum gibi, belki hep bildiğim gibi. ben hiç birinizin bildiği, beklediği, istediği gibi değilken... üstelik hiç bu kadar yalnız, hiç bu kadar yorgun, yılgın,ben hiç bu kadar kızgın, kırgın olmamışken., her yanım, her parçam bir gülüşe, bir dokunuşa bu kadar teşne iken.. ben hala, ben inatla, "geçer be" diye "değişir mi" diye "düzeltirim"..  vs. vb. etc. diye gelecek, hiçbir eli, hiçbir  kucağı, hiçbir aklı istemiyorum aklımda, tenimde, terimde..

çünkü geçmeyecek!

değişmeyecek. değişmeyeceğim / z..

o yüzden ben artık tutamayacağım sözler vermiyorum. afilli sözlerimi vermiştim sana. senden önce ve sen sonra sözlediklerimi. hala saçmalıyorum ulu orta ama... kimselere bir şey vaad etmiyorum. kimse de "ben" e dair  bilmediği, görmediği bir şey beklemesin. tahmin etmesin. fikir yürütmesin.

isteyen rakıya gelsin. sarılırız belki. biraz ser-hoş olunca düşmemek için, ya da sadece sarılmak için, sadece öyle istedik diye o anda. konuşmak isteyene susarım. beni bilen bilir bana ne zordur aslında. dinlerim. dinlen diye. çünkü bilirim, ben dinlenmemekten, ben çok yorgunum çünkü. şaşırma bağırıp çağırmalarıma, yüksek çıkar sesim! duyulmamaktan değil. anlaşılmamaktan bıktım.

koy bi kadeh daha. zaten sarhoş oluyorum çabucak.. huzurunu kaçıracaksa hiç gelme. koy bi kadeh daha, çok küfürlü konuşurum haberin olsun.utanacaksan, hiçç gelme..

ne kadar uğraşasam da susamam ya, kaçacak her kelime ağzımdan tek tek ayrı ayrı canını yakacak.

sen,

iyisi mi

hiç


GELME!

08.12.2018 çayyolu, ankara.

8 Aralık 2018 Cumartesi


kahkahalarımız geceyi aydınlatırdı,
eklenen uzayan masalarımızda.
kahramanlarımız aramızdaydı,
kendi yazdığımız masallarımızda.

ne kimse erdi murâdına,
ne kerevet kaldı,
ne kahkaha,
ne masa...

08.1202018 çayyolu, ankara.

kahkahalarımız geceyi aydınlatırdı,eklenen uzayan masalarımızda, kahramanlarımız aramızdaydı kendi yazdığımız masallarımızda, .. ne kimse erdi muradına, ne kerevet kaldı, ne masa...

5 Aralık 2018 Çarşamba


ne oldu?
o eklenen, uzadıkça uzayan masalara?
eklenenlere, beklenenlere n'oldu?
o insanlara,
halden anlayanlara?
o anlara, 
harbi zamanlara,

n'oldu?

neden böyle oldu?

05.12.2018 çayyolu, ankara.

ne oldu?

nerede
o eklenen uzayan masalar?
o eklenen beklenen insanlar,
NEREDE?

24 Kasım 2018 Cumartesi

unut


... ve sakın beni dinleme küçüğüm! sorma gerçek ne diye, nedendir nerededir? sana söyleyeceklerim hep sen iledir ve ancak senin seni bulman içindir. gel sen beni dinleme. düşme aklının hiç bitmeyecek yollarına, en dipsiz kuyularına, bakma kapkara gözlerine, içine içine, kendi gözlerinin içinden. deneme kendini, çalışma, kapışma, arama, bilme kendini..

sana söyleyeceklerim seni ancak dayanılmaz acılara ve köpek gibi bir yalnızlığa götürür, ne başı ne sonu ne de sonunda bir ödül olan. gel sen beni dinleme küçüğüm;

unut mucize olduğunu!


23 Kasım 2018 Cuma

kasım

... ben her kasım

   bir öncekinden

   daha yalnızım ...

22.11.2018 çayyolu, ankara.

22 Kasım 2018 Perşembe


nedir derdim kasım'la? 
her sene her seferinde gelir, oynar aklımla. bozar, dağıtır, kırar, yıkar,gider. kızıl-sarı-gri...
tohum günüm olduğu için belki.her seferinde, her sene, yerimden yurdumdan olurum, doğmadan bilirim sanki başıma gelecekleri, gelmeden yeni yıl, biterken güz, başlamadan kış.
yaz çocuğuyum ben. sevemem kışı, üşümeyi, öyle ya " büyümek hep üşümekti ". ne büyüyebildim? ne büyümeyi sevebildim?

bu kasım sanki bugüne kadar ki bütün kasım'ları unutturmak için gelmiş.hatırlamak! ahhh acı da olsa hatırlamak! aslında ne büyük nimetmiş? kırsan, döksen,dağıtsan, yıksan neyse de;
bu kasım aklımı almaya gelmiş..!

ânında kayboluyor anlar.. anılar bölük parça, isimsiz insanlar... hatırlamıyorum. hâtıralayamıyorum..  şimdi bu kasım, ben her kasım'dan daha yalnızım.!ve bilmiyorum sonraki kasıma hatırlayacak mıyım;

hangi kasım?

gitmişti aklım???

22.11.2018 çayyolu, ankara.



!!abdullah alkan! abdullah alkan! abdullah alkan! abdullah alkan!!
adından, soy adından başka yazacak tek kelimenin kalmadığı zaman dahi; aç defteri tüket mürekkebi

abdullah alkan! abdullah alkan!
50 saattir uyumamış olsan da inadına girme yatağa, yatma acıyan sağ omzun üzerine!

abdullah alkan! abdullah alkan!
nefes almak işkence olsa da bırakma sigarayı elinden! delik cebinden düşen son kuruşu da göm rakıya...

abdullah alkan! abdullah alkan!
tutulmuş boynun, boyun eğmekten, aman kaldırma başını, bakma göğe?!

abdullah alkan!

SEVME!

Bİ DAHA!!

3 Kasım 2018 Cumartesi


kimselere şiir yazma!
şiirlerini sev mesela,
adlarını anma.
şiirlerini yaz,
şiirlerine şiirler yaz,
ya da karala,
boyala kanvaslara..

sen sakın ha
kimseleri sevme
ak sakallı çocuk!

üzerler,
üzülürüm..

oruç'uma.
03.11.18 ankara

1 Kasım 2018 Perşembe


boş sarı bir sayfaya bakıyorum saatlerdir. sarı sayfaları daha çok severdin beyazlardan. severdin sarı sayfalara yazdıklarımı. tütün sarısı sesimle sana okumamı severdin.

sevdiğini söyledin.

ben beni sevdiğini en çok hiç bir şey söylemediğin zamanlar  hissettim. günler aylar yıllar oldu bak yaptığın/m , ettiğin/m her şeyi yine bir daha yaşadım, düşündüm, düştüm bi daha, bi daha acıdı.. tekrar. tekrar.. defalarca...

kızdım, sızdım, sinirlendim, kırıldım, pişman oldum hatta! ve hala..? bak her şey olur, hepsi bir yere konur da, ben hala; beni sevmemek için uğraşmanı

anlamadım???

korkuların, soruların, şüphelerin, çekincelerin, çekilmelerin, barajların, sellerin..  hepsi, hepsine vardım, varım...

dinlerim. konuşurum saatlerce. susarım, hiç bilmediğim. acırım. olsun. acısın. acıt. ona da varım. vardım. aklında, kalbinde, saçında, yumuk ellerinde ben..
lan bi ben vardım. ne güzel bi ben. anlamadım. anlamayacağım. beni sevmemek için uğraşmanı.

kırgınım, kızgınım sana! 


"..hallederiz" demiştin ya?! 
edemedik...

28 Ekim 2018 Pazar


"sen şehit oğlusun, incitme!
yazıktır atanı"

15 yaşında çocuklar canını verdi cumhuriyet için. 95 yıl sonra hala çocuklar ölüyor. bundan daja çok ne incitebilir ki onları?

sen-ben-o ayırtetmiuorum. ne lâyık olabildik, ne kıymetini bildik.. hepimiz ve her birimiz en büyüğü ile borçların ezile büzüle, boynumuz bükük gideceğiz.. utanç içinde...

bir tek kul hakkını affetmez yaradan. hakkın en büyüğünü yedik., hâk affetmeyecek de;
şehitler affetsin...

12 Ekim 2018 Cuma


kış. hayli soğudu hava, ne bulsam sarınıyorum. hayali sıcacık hâlâ, sımsıkı sarılıyorum..


13 Eylül 2018 Perşembe

Kulakların Çınladı mı?


hiç olmadık bi yerde, daha önce hiç çalmadıkları halde tam da kalkarken, ve bütün gece seni sözlemiş, sana söylemiş, biraz söylenmiş, ve her zaman olduğu gibi sana yazmışken bu! bu  çaldı bu gece..

tesadüflerin sevdiği kadın, tesadüflere şaşırmazdın, gülümserdin sadece.,

yarım. sahi neden hep yarımdı gülümsemelerin?

 

yarımdan fazlası kaldı sende, yarınımdan fazlası.

gerisi; demiştin ya hani benim yerime söylenmiş, şarkının sözlerinde...

 


6 Eylül 2018 Perşembe


elâ* ey sevgili! kapanıyor gözlerim, belki son defa. bu gece gözlerim ilk defa elâ, dedem gibi..


* (ﺍﻻ) ünl. (Ar. elā) “Gözünü aç, dikkat et, bilmiş ol, bak” anlamında Arapça tembih edâtı olup dîvan edebiyâtında bilhassa nazımda, söylenecek şeye dikkati çekmek için “ey” ünlemiyle birlikte mısrâ başında kullanılmıştır:

26 Ağustos 2018 Pazar

7 Ağustos 2018 Salı

yaralı yaz


olur olmaz zamanlarda, sıcacık damla damla döküyor da hiç kimse sormuyor;
ağustos neren acıyor..?

4 Ağustos 2018 Cumartesi


bir tek sen değil biricik,
hiç kimse
beni
benim seni sevdiğim gibi
sevmedi. sevmeyecek.

30 Temmuz 2018 Pazartesi

39


enayice de olsa zamanı tanımlamaya çalışmışız yüzyıllardır. dünyanın  güneşin etrafında dönmesi ni esas alalım, onu da beceremeyelim, artık yıl falan? başlangıcına isa doğunca diyelim mi mesela? yok yok 6 gün sonra?? öncesini napıcaz? geriye sayalım??? her tarafı saçmalık..

velhâsıl-ı kelâm, 39 yıl önce bu gün, yine bi pazartesi, saat 16:30 sularında, hicri takvime göre ise 5 ramazan 1399da dünyaya gelmişim. ona göre 40 yaşındayım demek? çin takvimine bakmadım.; at mı yılı?
ya ben? benim takvimim? ben aşkın etrafında döndüm aklım yettiğinden beri ve hiç beceremediğimdendir, ben hiç büyümedim. şaşkınım biraz o yüzden, sıkıştığım bu yaşlı, bu yalnız bedenden. kızgınım biraz, kırgınım çok..

bilmem kaç canın olan oyunda ölüp de “insert coin” gibi değil çünkü, mezuniyeti erteleyip aynı dersi defalarca almak gibi şansın yok, ya da unuttuğun, hatırlayamadığın sayfalarını bir kitabın tekrar okumak gibi...

oyun değil ki yaşamak!

suya dokunmak gibi.
dokunduğun yerden yayılan dalgalar,her seferinde daha büyür gibi ama aslında hep azalarak.. kayboluyor işte. tekrarı yok. izi yok.  gördüğün anda, gördüğün kadarı ile kalakalıyorsun. başka?
başka yok..

bu değersizliğe biçilen değerler ne saçma.? ve belki çok kırıcı bunu dillendirmek ama;

oyun kadar bile değil ki yaşamak...

15 Temmuz 2018 Pazar



akıl kocaman, akıl çok büyük, akıl çok fazla ufak tefek mutluluklar almak için. karışmayın aklını bozduranlara, bozukluklarla küçük anlar, küçücük anılar almaya razı olanlara.. aklınıza mukayyet olun da akla esir olmayın! aşka teslim olanlar anlar, aşkolsun...
15.07.2018 ateşustası, ankara.

23 Haziran 2018 Cumartesi

uçsuz bucaksız bi okyanusun ortasında susuzluktan ölmeyi beklemek? öyle bi yalnızlık..

16 Haziran 2018 Cumartesi


rakı içmezdi. konuşmazdı çok, .ne güzel susardık? nasıl susadım; seninle susmaya!!

5 Haziran 2018 Salı


bi gün daha bitiyor.
sayılı gün söylendiğinden de çabuk geçiyor. bi güneş daha batıyor. şimdi, saymadığım, bu kaçıncı, bilmiyorum ramazan'ın kaçı? akşam çöküyor. minareden bir müjde yükseliyor. aç kalmışlara, susuz kalmışlara, sabredenlere, bekleyenlere,..
bazıları ne kadar beklese, ne kadar sabretse, ne kadar aç olsa mutluluğa, ne kadar susamış, ne kadar susmuş olsa da..

güneş batıyor.
her minareden bir müjde yükseliyor. kimi orucunu açıyor, aç susuz kalmış gün boyu,.
kimi aklını bozduruyor; susamış huzura ömür boyu...

âşıklar için iftar vakti;
gelmiyor.!

bir gün daha bitti, bu gün de geçiyor.turuncusuyla mavisiyle gök yavaş yavaş, hiç acele etmeden, hem senin maviyi arıyor. her sabah, her akşam güneşin batışı...
..
yok yok söylemeyeceğim elbette. sözlerin bende.
gözlerin
bende.
yaraların
bende.
 ben de bilmiyorum ne yapacağım. sen yokken.? seninle? sözlerinle? gözlerinle?
sana verip de tutamadığım sözlerimle!!
"..çünkü sen yokken.."
...

yarım kaldı bu da.
yarım kaldı sende.
yarın bende.
yazan ben de..


özledim....

27 Mayıs 2018 Pazar

yasak...


yasak bundan böyle!!
güneş, ay, yıldız, gezegen ve herhangi gök cismine anlamlar yüklenmeyecek! hatırlanmayacak, hatıralanmayacak, dahası başını kaldırıp  göğe bakan başından olacak.! gözünü dikenin gözleri dikilecek. yasak bundan böyle!! göğe bakmak. ne güneş batarken ne gün doğarken; karasına-lacivertine-mavisine-turuncusuna, şiirler yakılmayacak.! yasak bundan böyle!! hayal edilemeyecek, rüya görülmeyecek, rüyalarına girilmeyecek!.. yasak bundan böyle!!
"aşk"ın adı anılmayacak...

1 Mayıs 2018 Salı


yoksun...
yokluğun da senin gibi ,
ne yokluğunla bir kafiye,
ne bir söz sana benzeyen;
yok..
yoksun.
yoksulum,
yoksunum...

26 Nisan 2018 Perşembe


bu.
bunun adını ne koyarsan koy,ister hayra, ister şerre yor. ister buz tutsun aklın, aklında. istersen tutamadığın kor de. ne dersen de bu.
zor..
çok zor.

hem çok tanıdık bir çaresizlik hali, kendi yorgunluğundan beslenen ve güçlenen. hem bilmediğinin, bilmemenin korkusu var içimde. bu ne bu?
neyse bu; bu çok zor.
hiç bir güzelin kolay olmaması başka, o zaman zor ne güzel de..
bu..
nerden.?çıktı.?şimdi.? neden.?

gider mi.? geçer mi.?
ne zman.? nasıl.?
..
26.04.2018

20 Nisan 2018 Cuma


konuştuğumuz bu dilde bence edilmiş en acaip sözler döküldü dilimden durup dururken, kendi kendine,  kendi kendime, bu gece,. etrafında dolaşıp durup durdum satırlarca, sayfalarca, sonra ne gerek var ki dedim, söylenmiş sözlenmiş zaten..
dokunmadım kıyamadım...

"... köpek gibi bir yalnızlık.."
 c. adrian.
https://www.youtube.com/watch?v=oXrCX9bgTz8

".. aptal gibi yaşlanmak.." o. bayülgen
https://www.youtube.com/watch?v=rStOz1sYXek

28 Mart 2018 Çarşamba


ne sen, ne ben?
o damla bilir.
hani dizlerinin dibinde gözlerimden dökülenlerden
daynamayıp, uzanıp yumuk ellerinle yanağımdan sildiğin
damlalardan biri.
hangisi bilmem.
hangisi bilmezsin.
gözlerim bilir.
ellerin bilir.
o damla bilir.
bi damla,

bilir,
içimde tutamadığım  sözlerden,
verip de tutamadığım  sözlerden,
anlardan, zamanlardan,
sabaha kadar yürünen yollardan,
laciverte, sonra maviye dönen siyahtan,
adını bilmediğimiz yıldızlardan,
senden,
benden, iyi bilir.

bi o damla bilir.
biz o damla hangisi,
bilmeyiz.

gözlerim bilir.
ellerin bilir.
bi de bi damla şahittir,
hiç bir kadın hiç bir erkeği ve
hiçbir erkek hiçbir kadını bu biçim,
bu biçim
bu biçim sevmedi.!

bu biçim,
bu biçim
bu biçim sevmeyecek!

27 Mart 2018 Salı

yağmurun bile...


eğri büğrü parmaklarıma bakıyorum, kırış buruş ellerime, tütün sarısı kokan, saatlerdir hem de.. saatlerin lafı olmaz ki aslında günler-haftalar-aylar ve yıll geçti de, hâlâ aklımdan çıkmıyor;
yumuk ellerin...

sen

siz
hepiniz ve herbiriniz!
biri ile birinin yanında,
ya da
birinden uzakta.
bir gün doğumuna,
güneşin batışına,
ayın yükselişine ya da?
tercihen akdenizden kıpkızıl ufuktan yükselirken.
uzun uzun bakmadınız mı?
adını pek de bilmediğiniz bir yıldıza?
bakmadınız mı? hepiniz?
herbiriniz.
bazen biri ile yanyana,
bazen biri için,
birinden çok uzakta?
ama aklında! ama orada olduğu için
bakmadınız mı?
milyonlar ışık yılı uzaklara.
uzun uzuzn.
küçük-küçük, uzak-uzak
parlamalarına?

ben bi yıldızın parlamasını izledim
yanıbaşında.
bien bi yıldızla parladım.
ben bi yıldızın parlamasının
küçücük bi parçası benmişim
diye şaşırdım.

ışığına üşüşen pervâneyim,
o yüzden divâneliğim,
“yanarlar, ölürler diye biliyorum” dedi
sustu biraz, gözleri görüp görebileceğimiz herşeyi deldi geçti.
ne zaman biriktirdiğini bilmediğim nefesini verd. uzun uzun..
sonra “ kim demiş ki bi kere ölünür?” dedi
ışık ışık gözleri bir sırrı açık etmiş gibi gülümsedi

sen bir yldıza baktın, bakarsın.
hepiniz ve herbiriniz.
ben bir yıldıza sarıldım.
siz bizi bir yıldız gördünüz.
ikimizi bir.
be “biricik” gördüm.
biz bir idik bildim.

sonra ben öldüm… bi daha.
milyonlarca ışık yılı uzakta.
milyonlaraca yıl sonra haberiniz olacak.
“biricik” eskisi gibi parlamıyor.
o biliyor da;
sizin milyonlarca yıl sonra haberiniz olacak.

ben öldüm.
bilmem kaçıncı defa.
söndüm.
bulut oldum.
toz oldum.
yere düştüm. yeryüzüne.
çiçek oldum, her renge büründüm, bahar çiçekleri.
onun en sevdiği..
bi sokak kedisi, bi köpek oldum,
onun yoluna çıkar mıyım diye.
adem oldum, isa ve musa..
insan sûretiyle çok geldim geçtim.
hep göğe yönelmiştim, hep göğe baktım.
o demişti; “göğe bakalım!”
senin, sizin gökyüzünüz mavi?
benim ki siyah, kapkara! ve o lacivert!

“ahh bu yağmurlar, delik deşik ediyor içimi”
delindim, deşindim, deşirdim,
delirdim,..
evet evet! oradaydım kısacık bi zaman. kalmak istedim
öyle
orada
olmadı?!
delirebilemedim.
ne güzeldi kalmak istedim.
olmamak gibi değil de
orrda olmak, ora güzeldi.
görmedim çok ama güzeldi.
gidemedim diyemem de,
kalamadım.

onun çok sevdiği, sabaha karışı,
sabaha karşı göğe bakıyorum
bir milyon yıl önce yanında parladığım ışığımıza bakıyorum,
ışığımızı izliyorum.
ikimizi bir görüyorsunuz hala.

ışığımın yanında ışık idim,
bulut oldum, toz oldum,
yere düştüm, yeryüzüne,
kendi ışığıma,
biricil ile birlikte parlamamıza bakıyorum.
hayatlar ve ölümler sonra.
izliyorum,
hayran hayran.
senin gibi
sizin gibi,
hepiniz ve herbiriniz
biri ile bazen
bazen birinden çok uzakta
o biri için.

bi yıldızdım ben.
bi yıldıza sarıldım.
size göre bir idik...

benim için o hala “biricik!


27.03.2018