ben kayboldum, sen bul beni! adını anmam yasak sen sor beni! ne iznim var,
ne cesaretim, kolum kanadım kırık, sen sar beni!
deliremediğime dertlenip, derdiğim, derlediğim delirêler ...
ben kayboldum, sen bul beni! adını anmam yasak sen sor beni! ne iznim var,
ne cesaretim, kolum kanadım kırık, sen sar beni!
ne işim var senin olmadığın şehirlerde benim? yoruldum şiirler arası yolculuklardan, hiçbirinin sana gitmediğini bildiğim…
gün 24 saat, bir saat bilmem kaç saniye,. nefes alma sebebi kaç günde bir, bir saniye görmek seni,. bir ömür.. şimdi kaç saniye geçecek seni görmek için yalnız bir saniye, sen say, kaç ömür boşa gidecek, bir kere yaşadım diyebilmem için?
yağ hadi durma lan kar! es, kes, acıt canımız ayaz,.. şimdi gelse ne olur,
neye yarar bahar? aşk yok! umut yok…
sevmezsin soğuğu, üşümüşsündür çok, kuruyan, çatlayan eline bakıp, "sen tutsan geçerdi"
dedin mi hiç? bana demezsin de, sen hiç bir şey demiyorsun bana zaten, kendine,
içinden, sessizce?? diğer elinin içine koyup sardın mı elini? benim elimmiş
gibi...
kaç zamandır görmediğinden, sesini
duymadığından, saçını koklamadığından,
sarmadığından, sarılmadığından, değilmiş lan özlemek?!
zamanlardan mesafelerden değilmiş, yollardan
yıllardan değilmiş! karşındayken tam, yanındayken hem, o kuğu gibi süzülürken
bozkırın ortasında ve sen çaresiz ve hayretle ve hayranlıkla izlerken; burnunun
direğinde bi sızı, gözünden akamayan bi damlaymış lan özlemek…
içinde kopan fırtına, borana rağmen
donakalmakmış, kalakalmakmış, susakalmakmış be özlemek…
sanma ki sana âşık oldum..?
benim adım aşk! seni buldum..
şimdi sen gidiyorsun ya benden
başkalarında beni aramaya …gitme diyemiyorum sana.. beni unutursan aşkı
unutursun, benden gidersen aşktan gidersin diyemiyorum. diyemiyorum incitirler
seni, kanadını kırarlar senin diyemiyorum. gülüşünü, bakışını, ışığını çalarlar
diyemiyorum. sen damlasın ben okyanus, senin evin, sonsuz sığınağın benim
diyemiyorum da sen çöllere meylediyorsun! diyemiyorum yağdığın yerde yanarsın,
damladığın her yerde sen buharlaşır, kaybolursun…
diyemiyorum!! bunları sana söyleyemiyorum…
GİTTİN..
Mİ SAHİDEN? HANİ EN SON BAKMADAN GEÇİP GİTTİN DE,
GİTMEK İSTEDİĞİNİ DE BİLİYORUM ZATEN.. AMA SEN GİDEBİLDİN Mİ?
SAHİDEN…
sana git diyemem, demem, gitme diyemiyorum; hiç
gelmedin ki? “gel gizli gizli” demiştim. aklına düşmesi bile ne güzeldi de sen
gelebilemedin. olsun. peki öyle olsun. tenin, kokun, tadın dimağımda kalsın.
kaçamak kısacık bir kavuşmada gözlerin gözlerimde parlasın. gözlerimi kapatıp
derin bir nefes alayım, kokunu duyar gibi değil sadece gözlerinin pırıltısını
içime çeker gibi, o anı aklıma kazır gibi. telaşlı ve ürkek kaçırdığın bir
bakışın için ben bin kafiye yazayım, her başını eğerek sakladığın gülümsemen için
bin satır..
izin vermedin!
sesini, sözünü sakındın, yetmedi gülümsemeni, uzaktan
bir bakışını,.. acıttın, ama çokk acıttın da… ama ahh o son bakışın.?
yapmayaydın be imkânSIZIM. bakmadın diye üzülmek neyse de bana “öyle”
bakmayaydın!! inan içimde bi ben öldü!
ve ne saçma ama ben o ölen ben’in yasını bile
tutamıyorum. öldüren senken hem de ya sen üzülürsen diye dertleniyorum.
bilmiyorum, bilemiyorum ne yapacağımı ne yapmayacağımı, imkânsız bir bilmeceye
attın beni çözemiyorum, çıkamıyorum..
aklım hep sende! akılsızlığım ondan…
SENİN GÖZLERİN DOLDU
DİYE, SADECE İKİ SANİYE, GÖZYAŞLARIMLA DOLDURDUM ARAMIZDAKİ AÇILMAZ YOLLARI, KAPANMAZ YILLARI BEN ..
HABERİN YOK Dİ Mİ?
o kadar yalnızım, o kadar çirkin hemen her şey etrafımda.? kısacık seni görsem, su gibi arı güzelliğinde arınsam, temizlensem, kaçak kaçak bir bakışınla ben de kendimi güzel görsem…
diye aradım durdum. bulamadım.
bulmamalı, aramamalıyım belki,
seni dünyanın bütün çirkinliklerinden koruyamam da kendimden bari korumalıyım
belki de ?
ne güzel şey be hayalin bile??
yağsan keşke! bir tek
benim üzerime. sırılsıklam olsam, kimse bilmese. kışın ortasında hem,
yanacağımı bile bile.. yağ sen ! gizli
gizli….
menekşeler kokmaz
biliyorum.
hiç okumadığım
ahmedarif’in sözlerini yazarken, ya da 5bin yıl önce egede bi delinin
şiirlerini tekrarlarken, 10bin yıl önce asyada bi şamanın rüyasını görüyorum, sonra hiç dinlemediğim türküleri söylerken buluveriyorum
kendimi..
ne şimdiden, ne
gelecekten, lan hangi geçmişten,.. ve ne de “ben” den bahsetmek şimdi?
ahmaklık!
bu çağın peygamberi yok çünkü olamaz. KONUŞMUYORSUN ARTIK BİZİMLE. biliyorsun göndersen de görevlendirsen de, bırak iman etmeyi, peşine düşmeyi, can vermeyi; dönüp kimse bakmaz. yokluk zamanlarını aşan insan türü bokluk zamanlarına ulaşacağını bilse yine aynı yoldan mı giderdi? most probabably evet. iyi de niye? hamurunu çamurunu neyden kardın da bu yaratık böyle? hikmetinden sual olunmaz? oh ne âlâ!! e aşığa da kelepçe vurulmaz. ben soruyorum ya hu?? bir ve bütün olan senken, bütün güç sende iken.. nasıl izin verdin bu çirkinliğe? NEDEN??