11 Mart 2025 Salı


sana git diyemem, demem, gitme diyemiyorum; hiç gelmedin ki? “gel gizli gizli” demiştim. aklına düşmesi bile ne güzeldi de sen gelebilemedin. olsun. peki öyle olsun. tenin, kokun, tadın dimağımda kalsın. kaçamak kısacık bir kavuşmada gözlerin gözlerimde parlasın. gözlerimi kapatıp derin bir nefes alayım, kokunu duyar gibi değil sadece gözlerinin pırıltısını içime çeker gibi, o anı aklıma kazır gibi. telaşlı ve ürkek kaçırdığın bir bakışın için ben bin kafiye yazayım, her başını eğerek sakladığın gülümsemen için bin satır..

izin vermedin!

sesini, sözünü sakındın, yetmedi gülümsemeni, uzaktan bir bakışını,.. acıttın, ama çokk acıttın da… ama ahh o son bakışın.? yapmayaydın be imkânSIZIM. bakmadın diye üzülmek neyse de bana “öyle” bakmayaydın!!  inan içimde bi ben öldü! 

ve ne saçma ama ben o ölen ben’in yasını bile tutamıyorum. öldüren senken hem de ya sen üzülürsen diye dertleniyorum. bilmiyorum, bilemiyorum ne yapacağımı ne yapmayacağımı, imkânsız bir bilmeceye attın beni çözemiyorum, çıkamıyorum..

aklım hep sende! akılsızlığım ondan…

 


Hiç yorum yok: