imkânSIZIM! acıtmıyor bu sızı. sana dair senden gelen varsa ne güzel? baş üstüne! öyle imkânsız, öyle olmayacak, öyle bilinmez seveceğim ki seni.. sana söz verdim bugün, seni hiç üzmeyeceğim ve sen üzülürsen kırılırsa bir gün bana; aramıza zamanlar, aramıza mesafeler, aramıza kelimeler ve kelimelerin kifayetsizliği girmiştir. hemen o anda emin ol! bak bunu söylemek çok zor, bu çok saçma, hatta imkânsız ama ben seni üzecek seni kıracak hiçbir şey yapmadım yapmayacağım. imkânSIZIM hiç kimsenin bilmediği, hiç kimsenin görmediği, okumadığı, yazmadığı, çizmediği, duymadığı, akla hayale sığmayacak ama senin bir gülüşüne, senin bir bakışına değer, senin sayende öyle güzel sevdim ki seni ve seveceğim, bir bakışına binlerce kafiye dizeceğim sen binde birini bir kere okursun belki diye. binlerce kilometre dolanacağım kendimin ve dünyanın etrafında bir saniye seninle karşılaşırım diye. sen demeden yanına yanaşmayacağım, sen istemeden sana dokunmayacağım. kaçıracaksın bakışını, saklayacaksın gülüşünü belki 1000 yılda bir bir kere kaçırırsın diye bir bakışını, bir gülüşünü bekleyeceğim. bir mucizeydin benim için! ne senin ne benim bırak zaten, siktir et zaten, hiç kimsenin anlamasını beklemiyorum. bilmesinler siktir et bilmesinler. bir tek sen bil. anlama tamam, anlayama?! kafan karışsın, ama korkma. korkma ben seni hiç üzer miyim? korkma asla olmayacak bir şeyden? olması mümkün değil diye, anlamadım diye korkma imkânSIZIM…

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder