yazının bile olmaması nedir?
el yazısı olmaz mı insanın?
okunsun diye, havalı diye belki ne zamandır büyük harflerle yazıyorum. şimdi
niye böyle yazmak geldi içimden? "eskisi gibi" ?
böyle bir süredir. bu son
bir iki yılda yaşlandım. büyüdüm ya da , en azından. bi süredir, hayatımda ilk
defa, olduğum yaştan şikayet eder oldum. geçmişi özlemek değil de..
aynı hala. çocukken
söylemişim ya; yaptıklarımdan pişman olmadım hiç, ya yapmadıklarım..?
çok fazla olmuş. yapmadığım.
telafi edilemeyecek, görmezden gelinemeyecek kadar fazla.
HA SEN?
seni daha önce tanımak
istemezdim. dedin ya, olması gerektiği zamanda oluyor her şey.
"sen bana geç geldin
ben sana erken".
yine de tam da bu zamanda
tanımak isterim seni. bütün yaşadıklarımla, yaşadıklarınla, ve henüz yaşamadıkların,
bilmediklerin, hissetmediklerin...
olsun ben beklerim. zor
ama.. inadına yazıyorum! zor çünkü sana da kendime de söylüyorum o yüzden. zor
ise "söylemek" ile başlıyor denemek, uğraşmak, başarmak. söylemek
lazım.
ahhh aklında ne varsa
söylemek lazım. hele ki aklımdaki sen-sen. sen hep aklımdasın zaten. aklında
olmak bazen, aklına gelmek ara sıra bile ne güzelken.. şimdi sanırım birazdan
biraz fazla.?
öyle dayanıyorum, öyle nefes
alıyorum şu sıralar. uyumaya ve uyanmaya, yataktan, odadan, evden çıkmaya hâl
sebep bulmam ondan.
soruyorlar; ne yapıyorsun?
iznim yok, olsa cevabım
belli küçük mucizem'i seviyorum. günü gündeliği ona anlatıyorum, daha
yaşanırken, yazıyorum; onu ona, onu özlemeyi ona, beni ona
yazıyorum.
iznim olsa dediğim sadece ne
yapıyorsun' un cevabı bu olmasının normal karşılanmayacağı değil. senden iznim
yok. seni başka kimseye anlatmaya. senin için başkalarına birşey anlatmak
gündem dışı aslında. ama bu onları umursamamak değil. kim ne der? önemli galiba.
ya da anlatmak için bir şey
olmasını dahi görmesin, bilmesin kimse. belki kendine de bazen.
benim öyle değil. ben bahis
etmek istiyorum. karşımdakilerin kim olduğu önem taşımaksızın.sözümde
"sen" olmasını seviyorum.insanların anladıkları ve çoğu zaman anlamadıkları
şekillerde sık sık senden bahsediyorum. "ne güzel tanıyorsunuz beni"
dedin bugün.ne kadar iyi tanıyorsunuz değil? ne güzel. ne güzelsinn?!
güzel her şey gibi zor.
güzel olan her şey gibi uzaktasın şimdi.farklı olarak bir çok yanılmalardan, yanılsamalardan;
en yakınındayken kaybolmadığı gibi güzelliğin, sen aslında en çokk enn
yanımdayken güzelsin. mesafelerden bağımsız bir "yanımda" olmak
bahsettiğim. çoğu zaman farkında olmadan yaptığın, ettiğin, söylediğin.. küçük
anlar...
küçük harflerle yazdım işte.
sadec eskiden yazdığım gibi olsun diye de değil de;
büyük harflerle (BAĞIRA
BAĞIRA) yazamadığımdan belki.
02.11.2016 newcastle/çayyolu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder