8 Mart 2022 Salı

gvz

çook konuşuyorum değil mi?

peki sen biliyor musun benim ne kadar çok sustuğumu??

şimdi uzak bir otoyoldan geçen kamyonun, alt kattaki sarhoş çiftin kahkahalarını, tezgahaltı buzdolabımın sesini.. rüzgarı (adını almak , adını çalmak istediğim) biliyor musun sen benim ne kadar çok dinlediğimi? geceyi, siyahı, dolunayı, ve yıldızların şehrin ışıkları arasında kaybolan çığlıklarını ne zamandır dinlediğimi, ne kadar dinlediğimi, biliyor musun? sen bilir misin her bir saniyenin her bir sesin her bir sözün her birinin tek başına peygambersiz ama o kadar kutsal bir kitap olduğunu? ben bin susup bir gün konuşurum e orda nasıl susayım. susamışım be!! söylemeye, sözlemeye. parantezler içinde parantezler açarım o yüzden, istiyorum ki hiç birini atlamayayım canıma dokunan, aklıma dolanan ne varsa ilmek ilmek çözeyim, senin aklına, senin ruhuna dokunsun diye,. ben geldim, ben geçiyorum, ben bilmediğime gidiyorum da  benden sende bir iz kalsın diye..

oysa görüyorum ki ben uzattıkça kayboluyor değeri söylediklerimin. 

ve bunun suçlusu benim, benim gevezeliğim
?

öyle mi sahiden??

neden bu kadar ilgisiz, inceliksiz, özensiz, dikkatsiz, kestirmeci, kısayolcu, kolaycı, hazırcı, bedavacı..

lan siz ne den bu kadar KIYMET BİLMEZSİNİZ?


Hiç yorum yok: