birkaç saniye de olsa birden fazla insanla yan yana
yana yana olmak isteyecektim, öyle hissedecektim, hani yaradılışımızdan gelen
ya da beğenmediysen evrimsel olarak kodlanmışız ya benzerlerimizi bulmaya? çok
kısa sürdü.
romantikler diye bok atıyor bazıları şimdi sokaklara
çıkıp şarkılar söyleyenlere, şakalarla itiraz edenlere. öyle kalsaydı keşke.
ilkel, sürüngen beyni le polise taş atmayı “erkeklik” zanneden sürüngen beyni
ile hareket edenler, mücadele öyle olur diye belletilmiş, mış gibi ler oğlanlar
kızlar… benim yanımda da vardı bu tipler. salak! attığın taşı,
şişeyi uzatan çizgili kısa kollu gömlek giyen adama bakmadın mı?
(polis ya da fetocu (“ö” değil “o” çok kızıolardı o zaman sonra dalga geçer
gibi” ö” koydular sonuna bak sana inat olsun diye yapıorz demektir bu) değilse
bi adam niye kısa kollu gömlek giyer ki?) aptalsınız ve aptal olmanız maalesef
sadece sizi değil masum canları da yaktı.
“mehmet ayvalıtaş, abdullah cömert, ethem sarısülük,
ali ismail korkmaz, ahmet atakan, berkin elvan, burak can karamanoğlu, mehmet
istif ve elif çermik, mustafa sarı, ahmet küçüktağ hayatını kaybetmiş, 9063
kişi yaralanmıştır”
diyor gugıl, bazılarını meslekleri ile
ayırıyor ben ayırmıyorum.
ve ilkel pislik sen de katilisin o çocukların. aptal
bir maşasın, gücünü kaybeden bir iktidarın kurtuluşu, cansuyusun! evet ben
gülse birsel yazmış gibi karakterlerin şarkı söyleyip fotoğraf çektiği,
eğlendiği gaz maz vs gözyaşları içinde ama “pasif” kaldığı taraftaydım. belki
de bi daha hiç kesişmeyecek yollarımız onlarla hiçbir konuda. ne güzellerdi?
hatırladıkça her zamankinden daha yalnızım.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder